ZAYIFLATAN KAHVALTI NASIL HAZIRLANIR?
Sen de sabahları oradan oraya koşturan, iş yaşantısının dişli sarmalında kendine ayıracak vakti bulamayan modern çağın kölelerinden misin?
Peki, her gün simit, poğaça, peynir üçgeninde sıkışıp kaldığını ve her geçen gün kilo aldığını düşünüyor musun?
Her şeyin kolayı her akşamın da bir sabahı var;
Bugün yazdıklarıma hızlıca bir göz atın, her güne daha zinde, daha hafif, daha enerjik başlayın!
Kahvaltı yapmalı mı yapmamalı mı?
Önce sizlere başımdan geçen komik bir olayı anlatayım. Bundan belli bir zaman önce, San Francisco’dan Los Angeles’a doğru iki gün sürecek bir yolculuk yapacaktım. Yolda mola verebileceğim güzel(!) kahvaltısı olan bir Amerikan oteli aramaya başladım. En sonunda birçok otel seçeneği arasından kendi anlatımlarına göre kelli felli(!) kahvaltıları da olan bir Hint otelinde karar kıldım.
Garantici milletiz ya; dedim en azından kahvaltıyı iyi yapayım, ardından da yola tok karnına çıkayım. Neyse sabah oldu eşyalarımı topladım kahvaltıyı yapmak üzere lobiye yuvarlandım. Lobide meditasyon yapıp o sırada havada duran Hintli resepsiyonist ile karşılaştım “tabi ki havada durmuyor abartmayalım :)”
Dedim, “kahvaltı?”
Dedi, “buyurun kahvaltı”
Dedim, “kahvaltı?”
Dedi, “işte kahvaltı…”
Neyse sözü uzatmayayım adamların kahvaltıdan anladığı kahve ve yanında en berbatından bir kekti onu da yemedim gitti. Diyeceğim o ki dünyanın en iyi kahvaltı kültürüne dolayısıyla da en geniş göbeğine sahip milletlerden biriyiz. Bununla övünelim mi? Şu an konumuz değil ama çaktırmadan övünelim derim 🙂
Ancak bugünkü konumuz balın sağdan kaymağın soldan aktığı müthiş haftasonu kahvaltıları değil bilmenizi isterim!
Kahvaltı zevki ve ihtiyacı kültürden kültüre insandan insana değişebilse de, değişmeyen tek bir gerçek var kilo vermenin yolu doğru bir kahvaltıdan geçiyor.
Hele ki simit, poğaça, ayran ve şekerden yoğun sanayi tipi meyve suyu arada çay – kahve üçgenine sıkışan biz modern çağ insanları hatanın en kralını yapıyoruz bilesiniz.
1- Peki, hafta içi yüzümüzü yıkayacak zamanı zaten zor buluyoruz bir de kahvaltıya nasıl zaman ayıralım diyenler için yazıyorum ne yapalım?
Öncelikle doğru bir kahvaltı için bir önceki geceden hazırlık yapalım.
Kahvaltınızın doğru menüsü meyve, tam tahıl ekmeği, kuru yemiş, doğru miktarda yağ, protein ve biraz da bunları sulayacak içeceklerden oluşmalı…
Madde madde yazacağım;
2- Hangi meyveyi yiyelim?
Muz, yeşil elma hepimizin bildiği sabah tüketilebilecek olağanüstü meyveler ama ben size farklı bir sır vereyim. Türkiye’de pek popüler olmasa da fiberden ve yararlı polifenollerden zengin yaban mersini ve böğürtlenler gibisi yok diyebilirim. Bu meyvelerin içerdikleri yararlı maddeler sayesinde hem beyin sağlığınızı koruyarak unutkanlığı azalttığı hem de kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Ayrıca meme kanserine karşı da önleyici özellikleri de son dönemde git gide ön plana çıkmakta.
3- Ekmek mi?
Sabah kahvaltısının vazgeçilmezlerinden biri de hiç kuşkusuz ekmek, ama nasıl ekmek?
Bu noktada tam tahıllı ekmeklerden asla vazgeçmemek gereğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Çünkü tam tahıllı unlar ya da diğer tabirle tam buğday ununun kalp hastalıklarını azalttığı, diyabet ve obezite oranlarını düşürdüğü bilimsel olarak da gösterilmiş durumda.
Ancak iş marketten gidip tam tahıllı un almak ya tam buğday ununda yapılan ekmeği poşete koyup eve gitmek kadar kolay değil. Tabi ki kötünün iyisi, bu undan evde ekmek yapmak ya da tam tahıllı ekmek yaptığını iddia eden fırınlardan bunları satın almak; ancak işin içinde öyle ince bir ayrıntı var ki:
“Boş yiyoruz haberimiz yokmuş!”
Günümüz teknolojisi buğdayı klasik taş değirmenler yerine çelik bıçaklar arasında öğütmeyi tercih ediyor. Bu öğütme sürecinde ısınan çelik bıçaklar ne yazık ki buğdayın içindeki öz protein ve vitamini -yüksek ısıdan dolayı- yok ediyor. Durum böyle olunca da tam buğday unundan ekmek yapıyorsunuz ancak kattığınız tam buğday ununun içindeki proteinler ve vitaminler tam anlamıyla kalmıyor yok oluyor.
Bu sebeple bu konuda da ciddi bir eskiye dönüş söz konusu. Besleyiciliği kaybetmemiş un elde etmek için klasik taş öğütme yöntemleri ile öğütülmüş unlardan tüketmek gerekiyor. Belki de eskilerin “bizim zamanımızda ekmekler daha dolgun ve farklıydı” sözünün altında bu gerçek yatıyor.
Sadece ekmek ve böğürtlen tüketerek bugünü kurtarmak mümkün mü?
Hiç şüphesiz hayır!
Çünkü sizi öğlene kadar tok tutacak yağ ve protein ihtiyacımızı henüz karşılamadık.
4- Sabah sabah proteini yağı nereden bulalım?
Bunun da sabahları evden çıkarken taşıyabileceğimiz kolay yolu nedir derseniz, hemen söyleyelim: “yoğurt”. Yoğurt bir Türk mucizesi. Yoğurt, içindeki yüksek protein değeri ve tok tutucu yağ içeriği sebebiyle hem sizi tok tutacak, hem de acıkma ataklarınızın önüne geçecektir. Dilerseniz böğürtlenleri de yoğurdunuzun içine atın, yeni lezzetleri menünüze katın!
Bu bağlamda bir uyarı yapmadan geçemeyeceğim. Asla ve asla yağı azaltılmış, yağsız yoğurt gibi yaklaşımlara yönelmeyin. Kaldı ki günümüz bilimsel çalışmaları da yağsız işlenmiş ürünleri kullanmayı doğru bulmuyor.
Biz başarılı ve hızlı bir kahvaltıda yoğurdu; içindeki yağı ve proteini elde edelim, tok kalalım, acıkma krizleri geçirmeyelim diye tüketmeyi amaçlıyoruz. Siz o yoğurdun yağını alırsanız ne besleyiciliği kalır ne de tok tutuculuğu. Ayrıca birçok sanayi tipi yoğurt üreticisi, yağsız yoğurtları lezzetli yapabilmek için; içine sanayi tipi şeker koyuyor bunu da belirteyim. Siz yağsız yedim diye sevinirken kalori bombardımanına uğruyorsunuz bilmenizi isterim.
5- Bir mucize daha var!
Yanımızda götürebileceğimiz bir mucize daha var: Haşlanmış yumurta. Hiç sarısı beyazı tartışmasına girmeyeceğim, direk yumurtayı yiyin diyeceğim. Binlerce yıldır değişmeyen lezzetli protein kaynağımız yumurtanın bir de şöyle güzel bir yanı var: Yumurtanın içindeki özel aminoasitlerin barsakta özel “uyuşturucu!” reseptörlerine bağlanarak açlığı azalttığı tokluğu da arttırdığı ayrıca tespit edilmiş durumda. Yumurta tüm bunların yanında demir ve folik asitten de oldukça zengin. O yüzden asla ama asla sabahları yumurtadan vazgeçmeyin…
6- Öğlene kadar acıktık ne atıştıralım?
Böğürtleni yediniz, ekmeği sevdiniz, yoğurdu bitirdiniz, yumurtayı da üstüne eklediniz. Ne çok şiştiniz ne de çok yediniz ve öğlene kadar sizi tok tutacak sağlıklı besin takviyesini böylelikle edindiniz. Arada olur da acıkma ataklarına karşı bir avuç kadar ceviz ve fındık karışımını da atıştırabilirsiniz.
Bu kahvaltıyı bir de tabiri caizse suladınız mı güne bomba gibi girdiniz diyebiliriz.
7- Ne içelim?
Filtre kahve ya da yeşil çay sabahları vazgeçilmez içeceğiniz olsun ama nasıl olursa olsun şekersiz olsun. Yapılan araştırmalarda kahvenin kalp sağlığı üzerine koruyucu etkiye sahip olduğunu, barsak sağlığına da iyi geldiğini mutlaka eklemeliyim.
Ayrıca kahve içenlerin kahve içmeyenlere göre hafızasının daha iyi olduğunu ve ilerleyen dönemde daha az demans riskine sahip oldukları da unutulmaması gereken başka bir nokta. Benzer bilgi notları yeşil çay için de geçerli…
Şimdi yeni bilgiler ışığında yarınki kahvaltıyı hazırlama zamanı;
Hadi bakalım!
Gününüz güzel geçsin!
Instagram.com/uzm.dr.ozgurniflioglu
Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu
İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı
Obezite Atölyesi® Kurucusu